16 Şubat 2013 Cumartesi

Elimizde ne kaldı yaşadığımız aşklardan? 



Beğenerek okumuştum...


Elimizde ne kaldı yaşadığımız aşklardan?
Birkaç buruk gözyaşı,tebessümle hatırladığımız güzel anılar,özel günlerde yada sürpriz şekillerde aldığımız hediyeler,acı,hayal kırıklığı,bol bol üzüntü keder...
Tüm aşkların sonu hüsran,gözyaşı ve kalp kırıklığı değilde ne ki? 
Hepsi birbirinin kopyası önce müthiş bir şekilde başlayan duyguların yükselişi, sonra olağan bir alışkanlığın getirdiği bir duraklama,heyecanın bitmesiyle başlayan bir gerileme ve ertelenemeyen son çöküş... 
Ya acaba aşk çok çabuk tükenen bir duygu mu?
Yoksa bizler mi her hoşlantıyı aşk sanarak gözümüzde yüceltiyoruz?
Her boşa söylenen 'seni seviyorum' kelimesiyle biraz daha yozlaşıyor,biraz daha basitleşiyor,biraz daha değersizleşiyor herşey. Sevmek hakikaten de o kadar kolay mı?
Muhtaçız aşka yada o heyecanı hissetmeye açız.
İlk hisse delicesine bağlanıyoruz; sarıp sarmalayıp büyütüyoruz içimizde.Aslında bunu bizde biliyoruz ama düşünmek işimize gelmiyor.
Dedim ya açız sevgiye. Muhtacız...... 
Kendimizi aşık olmak  zorunda hissediyoruz.
Değilsek bir yanımız hep eksikmiş gibi geliyor bize.
Aranmak istiyoruz,hatırlanmak,önemli sayılmak,birisi için vazgeçilmez olmak.
Oysa her hayal kırıklığıyla kendimize güvenimiz biraz daha azalıyor.Biraz daha değersizleşiyoruz kendi içimizde.
Şu koca Dünya'ya ve insanlara olan güvensizliğimiz biraz daha artıyor.... 
Soruyorum sizlere sevdiniz de ne oldu?
Elinizde ne var şimdi?
Kalp ağrılarından başka ne kazandınız aşktan?
Yada aşkı güzel yaşamanın-yaşatmanın sırrı nedir?
Ne yapmak lazım o güzel duyguların bitmemesi ve içimizde hep yeşermesi için?Bilen varsa anlatsın.....

(yusuf yüzlü)

Belki de en başta hata yapıyoruz,geçici şeylere bağlanarak ve asla vazgeçilmezimiz olarak benimseyerek...:(

Selametle...

2 yorum: