4 Eylül 2013 Çarşamba

Örtüleri Tamamlamaya Davet

Üst Not:Günler günleri kovalarken,hayatın içinde kaybolma korkusuyla,
ayak uydurma telaşıyla devam ediyoruz işte....
Ne çok şey bırakıyoruz  arkamızda,bu kısacık zamanda....
Derken bir yazı ilişti gözüme,yine ahhh ettim..

Örtüsü ile cinselliğe davet edenlerden uzağız.

 Kendi toplumunun ve batı toplumunun kapak güzellerinden uzağız. 

Aşırı şekilde süslenerek topluma karışan örtülü veya örtüsüz kadından uzağız.

 Şunu bilin ki onlardan uzaklaştıkça başını sanat eserine vicdanına ve bilim laboratuvarına gömmüş batılı kadına daha çok yaklaşıyoruz.


iz batı medeniyetinin ve doğunun bilgeliğinin, ırkların birbirine karışmış renklerinin, kitapların sersemleten ve çalgıların yükselten geçici dalgalarının içinden, adım atarak ve sonrasında kenara çekilip attığımız adımlara bakarak ilerliyoruz.
Hem maddi hem manevi anlamda giyinerek hayvan olmaktan kurtulduk. Bize verilen beşer tanımlamasından ve potansiyel insan kavramından; değerlerimize bağlanarak sıyrıldık. Rabbimizi anlamaya çalıştıkça yüceldik. Yücelme kabiliyetimizin olduğunu böylece keşfettik. Bu yükselme/kemale erme çabası ile kendimizin dışına çıktık. Ağladık ‘merhamet’ bizi diğerlerinden ayırdı. Güldük ‘edep’ bizi şuh kahkahalardan ayıkladı. Beşerden insana, insandan insan-ı kamile yörünge içinde yörünge çizerek ilerlemeye çalıştık. Her döngüde kendimizden geçerek kendimizi aştık.
Bu yüzden insanlık örtüsünün zarfın ötesinde bir mektubu da taşıdığını yeniden kendimizle birlikte herkese hatırlatıyoruz.
Bize dayatılan her şeyin farkındayız. Modanın, renkli dünyaların, pırıltılı makyaj malzemelerinin, kozmetiğin ve ambalajın… Süsün ve beğenilmenin nefsimize hoş geldiğinin farkındayız. Hastalığı ve virüsün gireceği zayıf noktaları biliyoruz. Filmleri gördük, erkeği alt edecek replikleri dinledik, bir yuva nasıl bozulur, çocuklar nasıl perişan büyür vâkıfız. Sokaklardan geçtik, fuhşun ve asla doymak bilmeyecek nefsani arzuların içinden utanarak geçtik. Arka sokakları tahmin edebildik, insanın tahmin edebilme yeteneğinden nefret ederek. Her seferinde bizi de kıyıdan alıp içine çeken o üstünlük arzusunun egoizm ile ilişkisini sezdik.. Bize sunulan dergileri okuduk, romanları karıştırdık, dizileri izledik, mankenlerin ölçülerini biliyoruz. Ama tüm bu dayatmalara rağmen ve tüm bu üzerimize tazyikli bir şekilde sıkılan imajlara rağmen işte örtümüzle buradayız. Vazgeçmiyoruz.
Bir sadakat ve vazgeçmeyiş yemini ile tamamlanmamış her örtü ortada bırakır, açıkta bırakır, hatırlatıyoruz.
Her oyunun farkındayız. Bize özgürlük vaad eden sistemler ve kariyerler sunan iş dünyası ile yüz yüze geldik. Laik-kapitalist sistemin her alanı bölerek ve departmanlara ayırarak üzerimizden geçmek isteyişini fark ettik. Batıdaki kadını kurtarılmış olarak sunan insanların cümlesini dinledik. Bize dönük bakışların ikna sebepleri yetersiz, dayanakları çürük. Hümanistlerin, bizi kurtarmaya çalışırken sundukları kadın tipi anlamsız ve eksik. Açılan boşluğa koymaya çalıştıkları özgürlük, kariyer, benlik ..........................................................
Ayşegül Genç/Genç Dergi

Selam ve dua ile...

4 yorum:

  1. Selamın Aleykum. Blogunuzu çok beğendim ve takibe alıyorum. Bende mutlaka bloğuma bekliyorum. Hayırlı Cumalar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ve aleyküm selam :)
      Teşekkür ederim,inşaAllah geliyorum hemen..

      Sil
    2. hoşgeldiniz :) yine beklerim hatta her zaman :)

      Sil
    3. :))inşaAllah elbette..

      Sil